YENİ SELEFİLİK ve TEKFİR;
Günümüz ''Yeni Selefileri'' Tekfir Vukuatı ile tanınmaktadırlar...Öyle ki ''Yeni Selefiler'' ini ''Haricilik'' ile aynı Kulvarda buluşmuşlardır...
Rasulullah'dan (s.a.v) den Bir Rivayetle: “İnsanların en hayırlısı benim çağdaşlarımdır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenler.” (Buharî ve Müslim)
Sonradan gelen Nesil içinde ''Yeni Selefilik'' adeta ''Tekfir Cemaati'' adını almıştır...Kendilerini Tekfircilikden sakındırmak için Onlarca ''Tekfirden Sakınma Risaleleri'' yazmışlardır,fakat bu Risaleleri yazan kişilerin ''Eğitim ve Öğretim'' de 'Tekfirci'' bir akıma Malzeme olacak bir çok Kitap ve CD izletildiği bilinen bir husustur...
Tekfircilik Denildiğinde ilk akla gelen ''Grup-Hizip'' adı olarak ''Yeni Selefiyye Ekolu'' Akla gelmektedir...Bunun nedenlerinde biride ''Yeni Selefilik'' akımının atıldığı Temellerin soruşturulması ile elde edilebilir...
YENİ SELEFİLİK VE ''KUR'AN-A YAKLAŞIMI BİÇİMLERİ''
Yeni Selefiyye Grupları Onlarca Parçadır bunların bir çoğu Yeraltı eğitimi almaktadır...Buna Delil olarakda Peygamberimizin Mekke Dönemini Delil getirmektedirler..
Kur'anı Anlamada ''Geleneksel Tefsir Usul Kaide'' lerinin dışına çıkmayan bu ''Grup ve Hizipler'' Alim olarak kabul ettikleri İnsanları seçmede de aynı Problemi yaşamaktadırlar...
Vahye Parçacı/Atomcu bir yaklaşım sergileyen ''Yeni Selefiyye'' ekolunun Ferdleri Vahyi Anlama Metodolojisi olarak ''Tefsir Usul'' kaidelerini kendilerine yeterli görmekte ve ''Tefsir Usul Kitaplarınada Taraflı ve Yanlı yaklaştıkları için Objektifliğin ötesinde bir ''Subjektif''liğe mahkum etmektdirler görüşlerini...
Akide Kitabı olarak okutulan Kitaplarında bir çok ''Parçalanmış Ayet'' bulmak Mümkündür ancak bu Kitapları okuma Hususunda da ''Farklı farklı-parça parça'' olmuşlardır...Her Grup kendine özgü kabul ettiği Alimlerin kendi ''İnanç Te'villerine'' göre Alim seçmektedir...Bu hususta da ''ayrımcı ve subjektif'' ve objektiflikden uzaktırlar...
Kur'an Tefsiri olarak okudukları Kitapları ''Tenkid'' etmeden olduğu gibi kabul etmeleride,daha sonra Grupların ''İsrailiyyat Hikayeleri'' ni Vayhin Tefsiri gibi sunmalarına neden olmaktadır...
Kur'an-ı Kerim'in ''Tebyin'' edilmesini ''Tefsir'' anlamında yorumlamalarıda bir başka Anlama Problemine dikkat çekmektedir...
Sıkı bir Gelenek ve Adet/Töreci olan ''Yeni Selefilik'' İnsanları kendi görüşlerinin Sahihliğine İkna etmeye çalışırlar bunu Beceremedikleri takdirde ''Tekfir'' ederler...
YENİ SELEFİLİK ve ''HADİS/RİVAYET'' ANLAYIŞI/YAKLAŞIM PROBLEMLERİ
Hadis/Rivayet adına ''Uydurma ve İsrailiyyat'' ne kadar asılsız Rivayet varsa Usul yetersiliğinden dolayı Yeni Selefiyye Ferdleri tarafından ''Slogan'' haline getirilir..Ve ''Sahih'' kabul edilir olmuştur...
Rivayetleri İsnad Tenkidine tabi tutmayı ''Usulu'' ile tam olarak alamamış olan bu ''Hizipler'' kendi aralarında sadece Türkiye'de 50 Fırkadan daha fazla oldukları yapılan bazı kaba araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır...
Yeni Selefilik'de Peygamberimize ve Sahabeye atfedilen Rivayetlerin ''İsnad Usulu'' ile kabul edilmesi gelmektedir...
Görenleri ''Hadis Usulu mü? İsnad Usülü mü? dedirtecek derecede ileri seviyede bir İlmi yetersizlik söz konusudur...
Hadis/Rivayet adına ne kadar Metin varsa ''Yeni Selefiyye'' tarafından ''Metin Tenkidi'' yapılmadan ''Kur'ana Arz'' edilmeden kabul edilmektedir...
Rasulullah'dan (s.a.v) den Bir Rivayetle: “İnsanların en hayırlısı benim çağdaşlarımdır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenler.” (Buharî ve Müslim)
Sonradan gelen Nesil içinde ''Yeni Selefilik'' adeta ''Tekfir Cemaati'' adını almıştır...Kendilerini Tekfircilikden sakındırmak için Onlarca ''Tekfirden Sakınma Risaleleri'' yazmışlardır,fakat bu Risaleleri yazan kişilerin ''Eğitim ve Öğretim'' de 'Tekfirci'' bir akıma Malzeme olacak bir çok Kitap ve CD izletildiği bilinen bir husustur...
Tekfircilik Denildiğinde ilk akla gelen ''Grup-Hizip'' adı olarak ''Yeni Selefiyye Ekolu'' Akla gelmektedir...Bunun nedenlerinde biride ''Yeni Selefilik'' akımının atıldığı Temellerin soruşturulması ile elde edilebilir...
YENİ SELEFİLİK VE ''KUR'AN-A YAKLAŞIMI BİÇİMLERİ''
Yeni Selefiyye Grupları Onlarca Parçadır bunların bir çoğu Yeraltı eğitimi almaktadır...Buna Delil olarakda Peygamberimizin Mekke Dönemini Delil getirmektedirler..
Kur'anı Anlamada ''Geleneksel Tefsir Usul Kaide'' lerinin dışına çıkmayan bu ''Grup ve Hizipler'' Alim olarak kabul ettikleri İnsanları seçmede de aynı Problemi yaşamaktadırlar...
Vahye Parçacı/Atomcu bir yaklaşım sergileyen ''Yeni Selefiyye'' ekolunun Ferdleri Vahyi Anlama Metodolojisi olarak ''Tefsir Usul'' kaidelerini kendilerine yeterli görmekte ve ''Tefsir Usul Kitaplarınada Taraflı ve Yanlı yaklaştıkları için Objektifliğin ötesinde bir ''Subjektif''liğe mahkum etmektdirler görüşlerini...
Akide Kitabı olarak okutulan Kitaplarında bir çok ''Parçalanmış Ayet'' bulmak Mümkündür ancak bu Kitapları okuma Hususunda da ''Farklı farklı-parça parça'' olmuşlardır...Her Grup kendine özgü kabul ettiği Alimlerin kendi ''İnanç Te'villerine'' göre Alim seçmektedir...Bu hususta da ''ayrımcı ve subjektif'' ve objektiflikden uzaktırlar...
Kur'an Tefsiri olarak okudukları Kitapları ''Tenkid'' etmeden olduğu gibi kabul etmeleride,daha sonra Grupların ''İsrailiyyat Hikayeleri'' ni Vayhin Tefsiri gibi sunmalarına neden olmaktadır...
Kur'an-ı Kerim'in ''Tebyin'' edilmesini ''Tefsir'' anlamında yorumlamalarıda bir başka Anlama Problemine dikkat çekmektedir...
Sıkı bir Gelenek ve Adet/Töreci olan ''Yeni Selefilik'' İnsanları kendi görüşlerinin Sahihliğine İkna etmeye çalışırlar bunu Beceremedikleri takdirde ''Tekfir'' ederler...
YENİ SELEFİLİK ve ''HADİS/RİVAYET'' ANLAYIŞI/YAKLAŞIM PROBLEMLERİ
Hadis/Rivayet adına ''Uydurma ve İsrailiyyat'' ne kadar asılsız Rivayet varsa Usul yetersiliğinden dolayı Yeni Selefiyye Ferdleri tarafından ''Slogan'' haline getirilir..Ve ''Sahih'' kabul edilir olmuştur...
Rivayetleri İsnad Tenkidine tabi tutmayı ''Usulu'' ile tam olarak alamamış olan bu ''Hizipler'' kendi aralarında sadece Türkiye'de 50 Fırkadan daha fazla oldukları yapılan bazı kaba araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır...
Yeni Selefilik'de Peygamberimize ve Sahabeye atfedilen Rivayetlerin ''İsnad Usulu'' ile kabul edilmesi gelmektedir...
Görenleri ''Hadis Usulu mü? İsnad Usülü mü? dedirtecek derecede ileri seviyede bir İlmi yetersizlik söz konusudur...
Hadis/Rivayet adına ne kadar Metin varsa ''Yeni Selefiyye'' tarafından ''Metin Tenkidi'' yapılmadan ''Kur'ana Arz'' edilmeden kabul edilmektedir...