31 Ocak 2020 Cuma
29 Ocak 2020 Çarşamba
24 Ocak 2020 Cuma
23 Ocak 2020 Perşembe
21 Ocak 2020 Salı
18 Ocak 2020 Cumartesi
Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk: 'İnsan ve domuz eti...'
Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk: 'İnsan ve domuz eti...'
SAMSUN HABER - Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, tartışma yaratacak açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, bu kez de insan vedomuz eti yenmesinin caiz olduğunu söyleyerek şok etti.
Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, tartışma yaratacak açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, domuz eti yenmesinin caiz olduğunu söyledi.
Samsun'da organ bağışı ile ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Müftü Öztürk, çarpıcı açıklamalar yaptı. Organ bağışının dinen helal olduğunu belirten Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, zaruri durumlarda insan ve domuz etinin yenmesinin caiz olduğunu söylemesi üzerine toplantı salonunda buz gibi bir hava esti.
Organ bağışı toplantısında konuşan Müftü Öztürk, zaruri durumlarda insan ve domuz eti yenmesinin dinen caiz olduğunu belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın desteğiyle gerçekleşen “Bağışlayın Engelleri Aşalım Projesi” kapsamında Samsun'da "Organ Bağışı ve Nakli konulu panelde organ bağışı konusunda da önemli açıklamalar yapan Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, organ nakli ile kişilik transferinin mümkün olmayacağını belirtti. İnsanların, günahı da sevabıda iradesi sayesinde işlediğini kaydeden Öztürk, "Organ nakli ile kişilik transferi olmaz. Suçlu organ değildir. Zaruretler memnü olan şeyleri ortadan kaldırır. Domuz eti haramdır. İslam ölüye değer vermiş ama insana ve onun yaşamasına daha çok önem vermiştir. Hayati konu dinin 5 temel esasından biridir. Zaruri hallerde bir parça insan ve domuz eti yemek caizdir. Organ naklinin caiz olması için zaruret halinin olması hastanın uzvunu kurtarmak için başka çare olmaması. Ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip heyeti tarafından tespit edilir. Organ nakli bir insanın yaşamasına vesile olduğu için caizdir. Kan nakli caiz ise organ naklide caizdir. Organı alınan kişinin yaşaması tehlikeye girecekse caiz değildir. Organ nakli için beynin bütün fonksiyonlarını kaybetmiş olmalı. Peki gayri müslime organ vermek caizmi. İnsan olması iyilikte bulunmak için yeterlidir." dedi.
Kaynak: Samsunkenthaber.com
https:// www.samsungazetesi.com/ samsun-haber/ samsun-muftusu-hayrettin-oz turk-insan-ve-domuz-eti-h4 69920.html?fbclid=IwAR0Ovj W_sCROPfGsaJGXH83aEf234QGU VoGiBZNknt4wjknbQqM71ToI60 w
SAMSUN HABER - Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, tartışma yaratacak açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, bu kez de insan vedomuz eti yenmesinin caiz olduğunu söyleyerek şok etti.
Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, tartışma yaratacak açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, domuz eti yenmesinin caiz olduğunu söyledi.
Samsun'da organ bağışı ile ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Müftü Öztürk, çarpıcı açıklamalar yaptı. Organ bağışının dinen helal olduğunu belirten Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, zaruri durumlarda insan ve domuz etinin yenmesinin caiz olduğunu söylemesi üzerine toplantı salonunda buz gibi bir hava esti.
Organ bağışı toplantısında konuşan Müftü Öztürk, zaruri durumlarda insan ve domuz eti yenmesinin dinen caiz olduğunu belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın desteğiyle gerçekleşen “Bağışlayın Engelleri Aşalım Projesi” kapsamında Samsun'da "Organ Bağışı ve Nakli konulu panelde organ bağışı konusunda da önemli açıklamalar yapan Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, organ nakli ile kişilik transferinin mümkün olmayacağını belirtti. İnsanların, günahı da sevabıda iradesi sayesinde işlediğini kaydeden Öztürk, "Organ nakli ile kişilik transferi olmaz. Suçlu organ değildir. Zaruretler memnü olan şeyleri ortadan kaldırır. Domuz eti haramdır. İslam ölüye değer vermiş ama insana ve onun yaşamasına daha çok önem vermiştir. Hayati konu dinin 5 temel esasından biridir. Zaruri hallerde bir parça insan ve domuz eti yemek caizdir. Organ naklinin caiz olması için zaruret halinin olması hastanın uzvunu kurtarmak için başka çare olmaması. Ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip heyeti tarafından tespit edilir. Organ nakli bir insanın yaşamasına vesile olduğu için caizdir. Kan nakli caiz ise organ naklide caizdir. Organı alınan kişinin yaşaması tehlikeye girecekse caiz değildir. Organ nakli için beynin bütün fonksiyonlarını kaybetmiş olmalı. Peki gayri müslime organ vermek caizmi. İnsan olması iyilikte bulunmak için yeterlidir." dedi.
Kaynak: Samsunkenthaber.com
https://
16 Ocak 2020 Perşembe
10 Ocak 2020 Cuma
9 Ocak 2020 Perşembe
Esad'ın askerleri ile İran yanlısı Haşdi Şabi teröristleri Türk bayrağını çiğneyip pis pis sırıtırken zafer işareti yapıyorlar.
Esad'ın askerleri ile İran yanlısı Haşdi Şabi teröristleri Türk bayrağını çiğneyip pis pis sırıtırken zafer işareti yapıyorlar. Öldürülen İran'lı General Kasım Süleymani'nin eğiitiği şerefsizler bir arada.
Yer Halep. O lanetli ayaklarıyla bastıkları Türk Bayrağımız.. İsimleri Kudüs Gücü. Madem isminiz Kudüs Gücü gidin Kudüs'te Siyonist Yahudilerle savaşın şerefsizler. Halep'te İdlip'te daha nice şehirlerde masum sivil sünnileri öldürdüler.Çocukları yetim bıraktılar.
YAŞASIN ZALİMLER İÇİN CEHENNEM
4 Ocak 2020 Cumartesi
SAHTE UŞAKİ ŞEYHİ FATİH NURULLAH
SAHTE UŞAKİ ŞEYHİ FATİH NURULLAH
Kendisini levhi mahfuzun yazıcısı ve kaderin sahibi gören figüran Fatih Nurullah, Türkiye’yi manevi anlamda Davutoğlu’na kendilerinin teslim ettiğini açıkladı.
Hatırlanacağı gibi FETÖ de, bir rüyada peygamberimizin Türkiye’yi Fethullah Gülen’e bıraktığı hezeyanını savurmuştu.
Fatih Nurullah’ın Davutoğlu’nu göklere çıkardığı konuşma uzun süredir farklı iktidar karşıtlarının bir projesi olarak gündeme getiriliyordu.
Davutoğlu’nu ön plana çıkaran bu proje Nurani TV’de hayata geçirilirken Oda TV başta olmak üzere FETÖ medyasında geniş yankı buldu.
Davutoğlu'nun manevi olarak kendileri tarafından atandığını söyleyen Fatih Nurullah'a "Madem öyle devlet başkanı atama gücünüz vardı da bu milletin başına 28 şubat iradesini neden hakim kıldınız? Yoksa sizde onlarla birlikteydiniz de şimdi birlik olup Davutoğlu'nu iktidara getirmeye çalışıyorsunuz.
Kendisini levhi mahfuzun yazıcısı ve kaderin sahibi gören figüran Fatih Nurullah, Türkiye’yi manevi anlamda Davutoğlu’na kendilerinin teslim ettiğini açıkladı.
Hatırlanacağı gibi FETÖ de, bir rüyada peygamberimizin Türkiye’yi Fethullah Gülen’e bıraktığı hezeyanını savurmuştu.
Fatih Nurullah’ın Davutoğlu’nu göklere çıkardığı konuşma uzun süredir farklı iktidar karşıtlarının bir projesi olarak gündeme getiriliyordu.
Davutoğlu’nu ön plana çıkaran bu proje Nurani TV’de hayata geçirilirken Oda TV başta olmak üzere FETÖ medyasında geniş yankı buldu.
Davutoğlu'nun manevi olarak kendileri tarafından atandığını söyleyen Fatih Nurullah'a "Madem öyle devlet başkanı atama gücünüz vardı da bu milletin başına 28 şubat iradesini neden hakim kıldınız? Yoksa sizde onlarla birlikteydiniz de şimdi birlik olup Davutoğlu'nu iktidara getirmeye çalışıyorsunuz.
2 Ocak 2020 Perşembe
Diyanet'in İran protokolü kafa karıştırdı.
Diyanet'in İran protokolü kafa karıştırdı.
Diyanet'in imzaladığı İran ile iş birliği anlaşmasında fıkhi meselelerin yer alması tartışma oluşturdu. 01 Ocak 2020
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın İran Kültür ve İslami İletişim Kurumu ile imzaladığı iş birliği protokolünün 'güncel fıkhi meseleleri' de içerdiği iddiası tartışmaya yol açtı.
Polemiği başlatan, İran yayın kuruluşu Press TV'nin "Anlaşma; Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinde İranlı uzmanlar tarafından dini kitapların tercümesi ve yayınlanması, çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi ve İslam hukukunun öğretilmesini kapsayan 18 maddeyi içeriyor" haberi oldu.
Anlaşmanın sosyal medyada hızla yayılması üzerine birçok akademisyen de tartışmaya katılarak, mutabakatın Türkiye'yi Şiileştirme projesinin bir ürünü olduğunu öne sürdü.
Bunun üzerine Diyanet bir açıklama yayınladı. 'İranlı uzmanların ülkemizdeki ilahiyat fakültelerinde fıkıh dersi vereceklerine yönelik iddianın' gerçeği yansıtmadığını duyuran Diyanet İşleri Başkanlığı, "Güncel fıkhi meselelerde özellikle gen teknolojisi ve faizsiz finans sistemleri üzerinde karşılıklı ilmi müzakereler düzenlenmesi gibi konularda işbirliği amaçlanmıştır" ifadesine yer verdi.
ON YILLIK ANLAŞMA!
İran ile ilk işbirliği protokolünün 27 Mayıs 2010 tarihinde yapıldığı hatırlatılan açıklamada, "Özellikle batı dünyasındaki İslamofobi ile mücadele bağlamında ortak dijital yayınlar hazırlanması, her iki ülkede ümmetin birliğini pekiştirme ve aşırılıkla mücadele amacıyla ortak çalışmalar düzenlenmesi, hassaten Kudüs davası olmak üzere ümmetin ortak problemlerine ilişkin konularda programlar yapılması ve yayınlar hazırlanması, İslam medeniyetinin ortak mirası olan yazma eserler ile sanat ve estetik alanında yürütülecek araştırmalara kurumsal destek verilmesi, hac hizmetlerinde tecrübe paylaşımına gidilmesi, Kur'an-ı Kerim'i güzel okumayı teşvik sadedinde uluslararası yarışmalar düzenlenmesi, güncel fıkhi meselelerde özellikle gen teknolojisi ve faizsiz finans sistemleri üzerinde karşılıklı ilmi müzakereler düzenlenmesi gibi konularda işbirliği amaçlanmıştır" denildi.
ON SEKİZ MADDE NE?
Ancak bu açıklama, tartışmayı daha da alevlendirdi.
Birçok akademisyen, metinde de yer alan "Güncel fıkhi meselelerde." ifadesine atıf yaparak, "İran ile müzakereye neden ihtiyaç duyuldu?" eleştirisinde bulundu.
Diyanet'in, Press TV'nin iddia ettiği 18 maddenin tamamını yayınlamasını birçok yazar, düşünür ve din adamı, protokolün iptalini talep etti.
TEHLİKEYE DİKKAT!
Tarihçi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu "Osmanlı ve Selçuklu tarihine baktığımızda, Anadolu'da Şii din adamlarının tesiriyle büyük karışıklıklar çıktığını görüyoruz. Tarihten ders almak durumundayız. Sünni ve Şii toplulukları arasında barış olmasını isteriz. Elbette İran'la hacta yaşanan sıkıntılar gibi konularda çalışmalar yapılabilir. Ancak fıkhi ve itikadi mevzularda yapılacak bu tarz müzakereler, yeni sıkıntılara yol açabilir. Zaten İslam dünyası, hadislere yapılan saldırılarla uğraşmaktadır. Bir de karşımıza 'üç vakit namaz' ve 'sahabenin kıymeti' gibi tartışmalar çıkarılmamalıdır" dedi.
Stratejist Abdullah Çiftçi "Selçuklu ve Osmanlı Şia din adamlarına kapıyı kapatmıştı. Diyanet neyin peşinde?" diye sordu.
DİYANET'E ÇAĞRI
İlahiyatçı Prof. Dr. Hilmi Demir, sosyal medyadan paylaştığı mesajında "Diyanet bu anlaşmanın tüm içeriğini ve maddelerini açıklamak zorundadır" ifadesini kullandı.
Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil de Diyanet'e 18 maddelik anlaşmanın tam metnini yayınlama çağrısında bulundu. Şimşirgil "İran'la 2010 yılında bir anlaşma yapıldı. Okul kitaplarına beşinci mezhep girdi.... Şimdi neler planlanıyor? Dinler arası diyaloğun şeametleri bitmeden şimdi de bidat fırkaları ile mi diyalog! İran ile yapılan bu anlaşma İslam'a ihanettir. Yavuz Sultan Selim Han'ın kemiklerini sızlatmaktır" dedi.
https://www.memurlar.net/haber/876787/diyanet-in-iran-protokolu-kafa-karistirdi.html
BU NEDİR YA?
BU NEDİR YA?
Gelinen noktaya bakarmısınız.
AKP milletvekili Habibe Ocal.
Elbistan AKP kadın kolları başkanı Dilek Çevik.
Ne zamandan beri haremlik ve selamlık kalktı?
Kimleri örnek alıyorsunuz?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
A.OKTAR İSRAİL İLİŞKİLERİ
A.OKTAR İSRAİL İLİŞKİLERİ https://www.videoindirelim.com/islam-birligi-adnan-oktar-israil-ile-olan-iliskileri--1528504.html
-
İskender Evrenesoğlu Kimdir? Tasavvuf diye, diye sonunda kendisinin ‘Mehdi ve Rasul’ olduğunu ilan etti. Allah’ın kendisine ‘Risalet Nur...
-
Şii ressam'ın yıllarca Hz.Ali'nin resmidir diye yutturduğu ve çizdiği resmin kendi resmi olduğunu biliyor muydunuz? Şimdi anladınız ...