Diyanet'in İran protokolü kafa karıştırdı.
Diyanet'in imzaladığı İran ile iş birliği anlaşmasında fıkhi meselelerin yer alması tartışma oluşturdu. 01 Ocak 2020
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın İran Kültür ve İslami İletişim Kurumu ile imzaladığı iş birliği protokolünün 'güncel fıkhi meseleleri' de içerdiği iddiası tartışmaya yol açtı.
Polemiği başlatan, İran yayın kuruluşu Press TV'nin "Anlaşma; Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinde İranlı uzmanlar tarafından dini kitapların tercümesi ve yayınlanması, çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi ve İslam hukukunun öğretilmesini kapsayan 18 maddeyi içeriyor" haberi oldu.
Anlaşmanın sosyal medyada hızla yayılması üzerine birçok akademisyen de tartışmaya katılarak, mutabakatın Türkiye'yi Şiileştirme projesinin bir ürünü olduğunu öne sürdü.
Bunun üzerine Diyanet bir açıklama yayınladı. 'İranlı uzmanların ülkemizdeki ilahiyat fakültelerinde fıkıh dersi vereceklerine yönelik iddianın' gerçeği yansıtmadığını duyuran Diyanet İşleri Başkanlığı, "Güncel fıkhi meselelerde özellikle gen teknolojisi ve faizsiz finans sistemleri üzerinde karşılıklı ilmi müzakereler düzenlenmesi gibi konularda işbirliği amaçlanmıştır" ifadesine yer verdi.
ON YILLIK ANLAŞMA!
İran ile ilk işbirliği protokolünün 27 Mayıs 2010 tarihinde yapıldığı hatırlatılan açıklamada, "Özellikle batı dünyasındaki İslamofobi ile mücadele bağlamında ortak dijital yayınlar hazırlanması, her iki ülkede ümmetin birliğini pekiştirme ve aşırılıkla mücadele amacıyla ortak çalışmalar düzenlenmesi, hassaten Kudüs davası olmak üzere ümmetin ortak problemlerine ilişkin konularda programlar yapılması ve yayınlar hazırlanması, İslam medeniyetinin ortak mirası olan yazma eserler ile sanat ve estetik alanında yürütülecek araştırmalara kurumsal destek verilmesi, hac hizmetlerinde tecrübe paylaşımına gidilmesi, Kur'an-ı Kerim'i güzel okumayı teşvik sadedinde uluslararası yarışmalar düzenlenmesi, güncel fıkhi meselelerde özellikle gen teknolojisi ve faizsiz finans sistemleri üzerinde karşılıklı ilmi müzakereler düzenlenmesi gibi konularda işbirliği amaçlanmıştır" denildi.
ON SEKİZ MADDE NE?
Ancak bu açıklama, tartışmayı daha da alevlendirdi.
Birçok akademisyen, metinde de yer alan "Güncel fıkhi meselelerde." ifadesine atıf yaparak, "İran ile müzakereye neden ihtiyaç duyuldu?" eleştirisinde bulundu.
Diyanet'in, Press TV'nin iddia ettiği 18 maddenin tamamını yayınlamasını birçok yazar, düşünür ve din adamı, protokolün iptalini talep etti.
TEHLİKEYE DİKKAT!
Tarihçi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu "Osmanlı ve Selçuklu tarihine baktığımızda, Anadolu'da Şii din adamlarının tesiriyle büyük karışıklıklar çıktığını görüyoruz. Tarihten ders almak durumundayız. Sünni ve Şii toplulukları arasında barış olmasını isteriz. Elbette İran'la hacta yaşanan sıkıntılar gibi konularda çalışmalar yapılabilir. Ancak fıkhi ve itikadi mevzularda yapılacak bu tarz müzakereler, yeni sıkıntılara yol açabilir. Zaten İslam dünyası, hadislere yapılan saldırılarla uğraşmaktadır. Bir de karşımıza 'üç vakit namaz' ve 'sahabenin kıymeti' gibi tartışmalar çıkarılmamalıdır" dedi.
Stratejist Abdullah Çiftçi "Selçuklu ve Osmanlı Şia din adamlarına kapıyı kapatmıştı. Diyanet neyin peşinde?" diye sordu.
DİYANET'E ÇAĞRI
İlahiyatçı Prof. Dr. Hilmi Demir, sosyal medyadan paylaştığı mesajında "Diyanet bu anlaşmanın tüm içeriğini ve maddelerini açıklamak zorundadır" ifadesini kullandı.
Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil de Diyanet'e 18 maddelik anlaşmanın tam metnini yayınlama çağrısında bulundu. Şimşirgil "İran'la 2010 yılında bir anlaşma yapıldı. Okul kitaplarına beşinci mezhep girdi.... Şimdi neler planlanıyor? Dinler arası diyaloğun şeametleri bitmeden şimdi de bidat fırkaları ile mi diyalog! İran ile yapılan bu anlaşma İslam'a ihanettir. Yavuz Sultan Selim Han'ın kemiklerini sızlatmaktır" dedi.
https://www.memurlar.net/haber/876787/diyanet-in-iran-protokolu-kafa-karistirdi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder